OZON 3 adet oksijen atomundan oluşan çok yüksek enerji taşıyan aktif oksijen molekülüdür. Havadan daha ağırdır. OZON tedavisinde kullandığımız medikal OZON'un, % 5'i OZON iken % 95'i oksijendir. Son yıllarda gündemimizde olan OZON tabakası ile birebir ilişkilidir ve dünyadaki yaşamın devam edebilmesinin en önemli parçalarından birisidir.
OZON ilk kez 1785 yılında kimyager Martin Marum tarafından kimyasal bir molekül olarak keşfedilmiştir. Alman kimyacı Christian Friedrich Schönbein OZONu ilk olarak 1840 yılında insanlarda kullanmıştır. Tıbbı anlamda dünyada en azından 150 yıldır kullanılmakta olan ozonun gerekliliği ve önemi son yıllarda daha fazlaca anlaşılmaya başlanmıştır. Klinik olarak kullandığımız OZON tedavisi, 35 yıldır özellikle başta İtalya olmak üzere Rusya, Almanya, ABD, Kanada, Malezya, Çin gibi birçok ülkede yoğun olarak uygulanmakta ve birçok OZON tedavisi kliniği bulunmaktadır. Türkiye'de ise son 9 yıldır yoğun bir şekilde uygulanmakta ve hızla klinik uygulamalara girmektedir.
OZON normal koşullar altında rengi olmayan, kendine özgü bir kokuya sahiptir. OZONun kokusunu kimileri yosun kokusuna, kimileri yağmur sonrası toprak kokusuna, kimileri bozuk balık kokusuna, kimileri ise beklemiş çamaşır suyu kokusuna benzetir. Özellikle fırtınalı ve yağmurlu havalardan sonra, sıklıkla yükseklerde veya sahile yakın yerlerde farkedilir. OZON adı mitolojide de olan Yunanca "koklamak" veya "Tanrının Nefesi" anlamına gelen ozein'den gelir. Latince ozein kötü kokulu anlamına gelir.
OZON tabakası, atmosferin Stratosfer tabakasındadır, gökyüzünden gelen güneşten çıkan zararı olan ışınlar ozon tabakası tarafından emilir ve gökyüzündeki oksijenin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesine neden olur. Ayrıca OZON gökyüzünden yeryüzüne inerken tüm zararlı bakteri, mantar ve virüsleri yok ederek yeryüzüne inmelerine engel olur ve yeryüzüne yoğun oksijen olarak iner . Güneş ışınları veya şimşek ve yıldırımlar gökyüzünde 2 atomlu oksijen molekülüne çarptığı zaman 2 atomlu oksijen moleküllerinin bazıları tek atomlu oksijenlere dönüşür. Bu tek atomlu oksijenlerin kimileri tekrar 2 atomlu oksijen molekülleri ile birleşerek 3 atomlu ozon molekülleri oluşur. Bu anlamda bakıldığında özellikle OZON, yağmurlu havalar esnasında, gökyüzündeki elektriklenmelerle meydana gelmiş içimize çektiğimiz taze hava olarak değerlendirilebilir.
Güçlü oksidasyon özelliği nedeniyle çok üst seviyede dezenfekte ve sterilize etme özelliği nedeniyle OZON, içme sularında arıtma yapmak amacıyla kullanılır. İçme sularındaki bakteri, virus ve mantarlar OZON ile etkisiz hale getiririlir ve sular içilebilir hale gelir. En az klorlama kadar etkili bir dezenfeksiyon sağlar.